
Gazi Meclisimizin açılışının 105. Yıl dönümü ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Sayın Taner ŞEN'in Atatürk Anıtına çelenk sunması ile başladı.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün çocuklara armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızın 105. yılı kutlamaları, Köyceğiz Kaymakamı Mustafa MASLAK, Garnizon Komutanı Hava Piyade Üsteğmen Erdem ZİLKAR, Belediye Başkanı Ali ERDOĞAN, ilçe protokolü, öğrenci ve velilerimizin katılımlarıyla Borsa İstanbul İlkokulu bahçesinde gerçekleştirildi.
Programda Saygı Duruşu ve İstiklâl Marşı'mızın okunmasının ardından İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Taner ŞEN tarafından günün anlam ve önemini belirten konuşma yapıldı.
İlçemiz genelinde yapılan yarışmalarda dereceye giren öğrencilere ödülleri takdim edildi. Köyceğiz Anaokulu, Borsa İstanbul İlkokulu ve Yunus Emre Ortaokulu öğretmen ve öğrencilerimizin hazırladığı halk oyunları ve dans gösterilerinin sunumu ile program sona erdi.
İlçemizde geleneksel hale gelen 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Şenlikleri Kulak Mesire alanında gerçekleşti. Düzenlenen etkinliklerle tüm çocuklar keyifli bir gün geçirdi.
İlçe Millî Eğitim Müdürümüz Sayın Taner ŞEN'in 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı konuşması
"Sayın Kaymakamım, Sayın Garnizon Komutanım, Sayın Belediye Başkanım, Kıymetli hazirun, Sevgili Çocuklar
Sözlerime kötülüğün en büyük örgütlü hali, dünya çocuklarının en büyük düşmanı İsrail Terör Devleti'nin her çocuk çocuk değildir dercesine katlettiği 12.000 çocuğumuza Allah'tan rahmet dileyerek başlamak istiyorum.
Meclisimiz kuruluşundan bu yana; varlık sebebinin ruhuna uygun olarak üzerine düşen tarihi sorumluluğu dün olduğu gibi bugünde layıkıyla yerine getirmektedir. Asil Türk Milletinin özünü yansıtan Şanlı Meclisimiz sadece milli konularda değil, evrensel konulardaki duruşuyla her zaman Dünyanın vicdanı olmuştur. Bu vicdan zalimlerin korkusu, mazlumların umudur. Bu cihetle 23 Nisan 1920' den bugüne 105 yıl boyunca Meclisimizin çatısı altında milletimizin istiklali, istikbali, dünya huzuru ve güvenliği için emek vermiş ve vermekte olan başta Türkiye Cumhuriyeti Devleti Kurucusu Gazi Mustafa Kemal olmak üzere tüm milletvekillerimize şükranlarımı sunuyorum.
Çocuk minyatür bir erişkin değil, hayallerine doyasıya sahip çıkan kendine özgü bir bireydir. Aileler olarak bize düşen görevlerin şüphesiz ki en başta geleni, çocuklarımızın maddî ve manevî koruyucusu olmaktır.
Ancak değişen dünyayla birlikte dönüşmeye başlayan toplumlarda, çocuğun maddî isteklerinin ve ihtiyaçlarının karşılanmasına daha fazla önem verilirken, onların manevî dünyalarına rehberlik ve eşlik etmekten kendimizi git gide alıkoymaktayız. İnsan hayatındaki eğitimin merkezinde yer alan okul, maalesef ki ailelerin kendi sorumluluklarını terk ederek bütün mesuliyeti okula yükledikleri sürecin nesnesi hâline gelmiştir. Maddî gereksinimlerinden başka diğer ihtiyaçlarını dikkate almadığımız bir iklimde çocuklarımızı, üzülerek ifade etmek zorundayım, büyük ruhlar olarak yetiştiremeyiz.
Bütün medeni insanlığın dikkatle üzerine eğildiği çocukluk; bedeniyle, ruhuyla, oyunlarıyla ve hayalleriyle çocuk olarak yaşamasını bilmek, çocukla ergin insan arasındaki basamakları birer birer aşabilen mutlu varlık olmanın hazzını doya doya tatmaktır. Masumluk çağının sanatını yapmadan kurnazlaşan, neşenin ebediliğini tatmadan korkular, tahakkümler, tehditler altında beli bükülen, hakikatle dolu kainata hayranlıkla bakmayan, her görüşte asılsız bir yalan, bir izafilik hissi bulmaya çalışan insan hiç çocuk olmamıştır. Çocukluğunu yaşamadan gömen insanların dünyasına inat hilkate hayran dahiler, mesut yapıcılar, çılgın idealistler ve murada ermiş aşıklar yetiştirmeliyiz.
İnsanda olgunlaşma, ruhi şahsiyetin kuvvetlenmesi ve maddi şahsiyetin zayıflaması ile çocuklukta başlar. İnsanın insanlaşması sürecine girişidir çocukluk. Eğer ruhi şahsiyeti çocuklarımızda işlemez, her yönüyle maddi şahsiyetlerini geliştirmeyi ön plana çıkartırsak, bundan hoyratlık ve bencillik doğar. O zaman midelerin selameti için yaşayan, bedenlerin yüceleştirildiği, her türlü insani duygunun yerini maddi saadetin aldığı bir nesille karşılaşmamız işten bile değildir. Bu durumdan hareketle; başarının anlamının maddileştiği, ruha ait olan aşkın yerini bedenden fışkıran kin ve hasetin aldığı bir ortamda, bu çocuklar ne zaman böyle oldu demek açıkçası manasızdır.
Çocuğa her ortamda; arkadaşlarına ve başkalarına yardım etmenin vereceği o muhteşem duygu yüklenmelidir. Büyüklerin, kendi büyüklüklerinin içinde yükselme çabası mücadelesinde; merhametin aleme taşan sonsuz lezzeti çocuklara tattırılmalıdır.
Kendi varlığını sarıp kucaklayacak merhameti ve insandaki egoizmi bütün ömür boyunca azar azar eritecek feragat ve fedakârlık cevheri çocuğa verilecek eğitimin en önemli unsuru olmalıdır.
Yarınki hayatı yaşanmaya değer yapacak olan çocuklarımızdır. Tahsilden önce empati kurmayı becerebilen, cesur, fedakâr, vatansever, yüksek ahlaklı nesilleri Yüce Rabbim bu millete nasip etsin. Bu duygu ve düşüncelerle, TBMM'nin kuruluşunu çocuklara armağan eden Gâzi Mustafa Kemal ATATÜRK ve Millî Mücadele'nin kahraman fertleri ecdâdımızı saygı ve minnetle bir kez daha yâd ediyor; çocuklarımızın bu güzel bayramını cân-ı gönülden kutluyorum. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun.
Arz ederim."