24 Kasım Öğretmenler Günü Büyük Bir Coşkuyla Kutlandı
    Tören ilk olarak Köyceğiz Milli Eğitim Müdürü Fazıl Karabağ 24 Kasım 2014 Pazartesi günü saat 09.30´ da festival alanındaki Atatürk Anıtına Milli Eğitim Müdürlüğü Çelengi’ni sunmasıyla başladı. İlçe merkezindeki tüm okul müdürleri, öğretmenler tören alanında hazır bulundular.
Ardından Naip Hüseyin Anadolu Lisesinin sorumluluğundaki  “Kutlama Programı” 10:00´da Köyceğiz Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü Salonunda icra edildi. Programa Köyceğiz Kaymakamı Gürkan Demirkale, protokol üyeleri, okul müdürleri, öğretmenler ve öğrenciler katıldılar.
     Program; Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın söylenmesinin ardından Köyceğiz Milli Eğitim Müdürü Fazıl KARABAĞ günün anlam ve önemini belirten konuşmayı yaptı.Emekli Öğretmenlere Hizmet Şeref Belgeleri ve plaketlerin takdiminin ardından resim, şiir ve kompozisyon yarışmasında dereceye giren öğrenciler ile öğretmenler arası “Öğretmenlik Ve Öğretmenlik Mesleği” konulu kompozisyon yarışmasında dereceye giren öğretmenlere ödül verildi. Sonra mesleğe yeni başlayan öğretmenler adına Beyza Gencer bir konuşma yaptı. Şiirlerin okunmasının ardından öğretmenlerden oluşan koro ve solo Türkü icra ettiler. Aday Öğretmenlerin yemin töreni ve Öğretmen Marşının okunmasının ardından İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün “24 Kasım Öğretmenler Günü “ sebebiyle Atatürk Ortaokulu bahçesinde törene katılan protokol üyelerine ve Köyceğiz İlçe Milli Eğitim bünyesinde görev yapan tüm öğretmenlere ikram etmiş olduğu öğle yemeği davetli öğretmenler tarafından beğeniyle karşılandı.
     Köyceğiz Milli Eğitim Müdürü Fazıl Karabağ’ın  “24 Kasım Öğretmenler Günü “ konuşma metni;

“Sayın Kaymakamım,

Sayın Belediye Başkanım,

Sayın Garnizon Komutanım,

Sayın Emekli Müsteşar Yardımcım,

Saygıdeğer Misafirler,

Geçmişle gelecek arasında köprü vazifesi üstlenen, nesillerin emanet edildiği, geleceğimizin mimari, Cumhuriyetimizin fedakar evlatları kıymetli öğretmen arkadaşlarım,

Değerli basın !..

 

            Cumhuriyetimizin kurucusu, ülkemin bütün öğretmenlerinin Başöğretmeni Gazi Mustafa Kemal Atatürk´ün 24 Kasım 1928 yılında Millet Mektepleri Başöğretmenliğini kabul etmesi nedeniyle 1981 yılından bu yana kutlanmakta olan ve 34. sünü kutladığımız “Öğretmenler Günü “ programına hoş geldiniz diyor; bütün öğretmen arkadaşlarımın öğretmenler gününü en içten duygularımla kutluyorum.

            Böyle kutsal bir mesleği elbette ki bir günlük programla anmak, onun önemini anlamamız açısından yeterli olmayacaktır. Ancak birlik-beraberliği sağlama, sorunlarımızı konuşma ve çözüm yoları arama; en önemlisi de öğretmenlik gibi kutsal bir meslek hakkında toplumun bilinçli ve duyarlı hale gelmesini sağlama ve kamuoyu oluşturma açısından önemlidir.

 Bu açıdan her 24 Kasım biz öğretmenler için bir fırsat olarak değerlendirilmelidir.

            Konuşmama; Başöğretmenimizin konuşmalarından  alıntılar yaparak devam etmek istiyorum.

            “Mekteplerde öğretim vazifesinin güvenilir ellere teslimini, memleket evlâdının, o vazifeyi kendine hem bir meslek, hem bir ülkü sayacak üstün ve saygıdeğer öğretmenler tarafından yetiştirilmesini temin için öğretmenlik, diğer serbest ve yüksek meslekler gibi, aşama aşama ilerlemeye ve herhalde refah teminine müsait bir meslek haline konulmalıdır. Dünyanın her tarafında öğretmenler, toplumun en fedakâr ve saygıdeğer unsurlarıdır". 

Yine Başöğretmenimiz Ulu Önder Atatürk bir söylevinde: 

"Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden yoksun bir millet henüz millet adını almak kabiliyetini kazanmamıştır. Ona basit bir kitle denir, millet denemez. Bir kitle millet olabilmek için mutlaka eğiticilere, öğretmenlere muhtaçtır" Demiştir.

Sayın Kaymakamım,,

Saygıdeğer Misafirler, 

Kıymetli öğretmen arkadaşlarım,

Öğretmenlik, insanlık tarihinin en önemli ve ölümsüz mesleğidir. Öğretmen, insanların kendi ayakları üzerinde durmasını sağlayan, yaşamları boyunca kendilerine gerekebilecek bilgileri kazanmalarına yardımcı olan ve topluma arkasını dönmeden toplumun sürekli önünde giden bir gönül eridir. Bundan dolayı da karşısına çıkabilecek zorluklar kendisini yıldırmayacaktır, yıldırmamalıdır.

Öğretmenlik, bir bahar güneşi gibidir. Nasıl can verirse güneş havaya, suya, toprağa… Nasıl fer verirse bahara, kışın ayazında donmuş doğaya! Öğretmen de öyle can verir bir topluma.

        Sihirli bir el gibidir öğretmenimin eli kara tahtaya değdiğinde. Bileği büyük bir aşkla kıvrılır, tebeşirini alır. Öğrencilerine bir şey öğretmek arzusu ile hafifçe kırar belini ve tahtaya yazısını yazar. En anlamsız sanılan şeyler onun eli değdiğinde mana yüklenir. Kimi zaman şiirler, kimi zaman kafamıza takılan problemler, kimi zaman hayatın anlamı onun elinden dökülür kara tahtaya.

Her işi bilen, her işi yapan, bilgi deposu ve ayaklı kütüphane olmak yerine; bilgi kaynaklarını öğreten yönlendiren, değerlendirme alışkanlığı kazandıran bir kişidir, öğretmen.

Öğretmenlik mesleği, her şeyden önce bir ideal, gaye ve bir hizmet mesleğidir. Toprak altına atılan bir tohumun, onlarca tohum verebilmesi için kendisini feda etmesi gibi, bir öğretmen de hayatını bu anlamlı ve şerefli meslek uğruna adayabilendir. Öğretmen.

Sevgi dolu bir öğretmen ışık demektir. Öğrenciler onu arar, onu sorar. Unutmayınız; kelebeklerin ışığa koştuğu gibi, çocuk yürekler, genç kalpler sevgiye koşar. Bunun için sevgiyi sunanın, sevgiyi hak etmesi gerekir. En çok sevilen öğretmen, en çok seven öğretmendir.

Yeri doldurulmaz öğretici, eserine kıymet biçilemeyen varlık, kendini tüketerek etrafını aydınlatan mum, tahammülü seven idealci, her an muhtaç olduğumuz doktor, gerçeğin ve idealin üstadı, dünyanın en büyük sorumluluğuna sahip insandır öğretmen.

 

Değerli öğretmen arkadaşlarım,

Baş döndürücü bir gelişimin olduğu bir çağda yaşıyoruz. Bazıları tarafından, Eğitimin sürekli değişime uğradığı ve yap boz tahtasına döndürüldüğü konusunda yapılan eleştirilerin yersiz olduğunu. Değişen ve gelişen Dünya da eğitim sisteminin de değişimden kaçamayacağını ve sürekli kendisini geliştirerek değişime uğrayacağını belirtmek isterim. Bunun için öğretmenler olarak kendimizi yenilememiz, değişimi ve gelişmeleri yakından takip etmemiz gerektiğini unutmamalıyız.

Bir insanı kurtarmanın, bir âlemi kurtarmak kadar önemli olduğu çok iyi bilinmelidir. Çünkü iyi eğitilen bir insan, huzurlu bir toplum ve mutlu bir gelecek demektir. Başağın yetişmesine engel, zararlı otlar değil; çiftçinin ihmalidir. Bunun için muhatabı insan olan öğretmenlerin yapacağı bir hatanın telafisi yoktur.

Değerli öğretmen arkadaşlarım,

Hayatımızın her aşmasını planlamalıyız. Planı olmayanlar, başkalarının planına uymak zorunda kalırlar. Öğretmen yarını bir gün önceden yaşayan kişi olmalıdır. Bizim hayallerimiz olmazsa, başkalarının hayallerinin de önemi olmayacaktır. Öğretmenler olarak yaptıklarımızın yanında yapamadıklarımızdan da sorumlu olduğumuzu bilmeliyiz.

 Meşhur bir filozofa: Servet ayaklarınızın altında olduğu halde neden bu kadar fakirsiniz, diye sorulduğunda, Ona ulaşmak için eğilmek lazım da ondan, demiş. Öğretmenin kendindeki gücü fark etmesi, harekete geçirmesi ve elindeki işlenmeyi bekleyen servetin kıymetini bilmesi gerekir. Çeşitli bahanelerin ardına sığınarak kendimizdeki bu gücü ve serveti eritmemeliyiz.

Bu nedenle;

Öğretmen bir ayna olmalıdır. Kendisine bakanlar iyiyi, doğruyu, hoşgörüyü, geleceği görmelidir.

Sayın; Kaymakamım,

Saygıdeğer Konuklar,

Değerli Öğretmen Arkadaşlarım,

            Bu önemli gün dolayısıyla mesleğe yeni katılan öğretmen arkadaşlarımıza aramıza hoş geldiniz diyor; emekli olan öğretmenlerimize Eğitimimize yapmış oldukları katkılardan dolayı şükranlarımı sunar, bundan sonraki hayatlarında sağlık mutluluk ve huzur temenni ederim.

Bugünü değil yarını düşünürsek gelecek çok daha iyi olacaktır. Bunu da biz öğretmenler başaracaktır. diyerek sözlerime son verirken;

Tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Gününü kutlar,  ebediyete intikal etmiş olan öğretmenlerimize de Allah’tan rahmet dilerim.

Saygılarımla.   Arz ederim.”